Take a photo of a barcode or cover
challenging
dark
emotional
informative
reflective
sad
slow-paced
Graphic: Adult/minor relationship, Domestic abuse, Misogyny, Rape, Sexism, Sexual assault, Sexual violence, Violence, Sexual harassment
This was very thought provoking and engaging about what to do with the monsters who create art that we love. While there is not an answer, it helps me to consider options.
reflective
medium-paced
challenging
informative
reflective
challenging
dark
emotional
reflective
fast-paced
Öncelikle çok merak ettiğim bu kitabı okumamızı sağladığı için Medusa Yayınları'na teşekkür ederek başlamak istiyorum. Çünkü biliyorum ki burayı takip ediyorlar. Bu güzel kadın emeğini takdir ve teşekkürle başlamazsam olmazdı. :')
Claire Dederer'in Canavar'ı yazarın bir gün evinde Roman Polanski filmi izlerken aklından geçenlerle başlıyor. Çocuk tecavüzcüsü Polanski'nin filmlerini izlerken keyif aldığını fark eden Dederer bu hislerinden hareketle ''canavar'' sanatçılar üzerine yazılar kaleme almaya başlıyor. Her bir bölümde farklı canavarları okuyoruz. Kimi zaman Woody Allen'a kimi zaman Rowling'e kimi zamansa yazar olabilmek adına çocuklarını terk eden kadın yazarlara çeviriyoruz objektifimizi. Dederer didaktiklikten uzak, kafa sesine izin veren tarzda, sakinlik ve dürüstlükle aktarıyor fikirlerini. Kitaba dair en sevdiğim şey de tam da burada gizli. Asla ''bu böyle olmalı'' diyen bir tarzı yok yazarın. ''Ben böyle hissediyorum. Bunlar benim hislerim.'' diyor. Bizleri canavar yapan yönlerimizden, her şeye rağmen sevginin hiçbir yere gitmeyip kalmasından, insan olmanın lekelerinden ve o lekeye rağmen güzel olmaya ve kalmaya devam eden şeylerden bahsediyor.
Ben Canavar'ı çok sevdim. Büyük büyük şeyler söylemediğinden bazı okurları tatmin etmeyebilir belki fakat benim gibi bu konuda tam olarak nerede duracağından emin olamayan, kendini feminist olarak niteleyen okurları tatmin edeceğini düşünüyorum. Çünkü Dederer beni ikna etti. Hem de hiç öyle bir gayreti olmadığını düşündüğüm halde beni ikna etti.
Ve son olarak yıllardır rafımda okunmayı bekleyen Altın Defter'i artık okumam konusunda da beni motive etti.
Claire Dederer'in Canavar'ı yazarın bir gün evinde Roman Polanski filmi izlerken aklından geçenlerle başlıyor. Çocuk tecavüzcüsü Polanski'nin filmlerini izlerken keyif aldığını fark eden Dederer bu hislerinden hareketle ''canavar'' sanatçılar üzerine yazılar kaleme almaya başlıyor. Her bir bölümde farklı canavarları okuyoruz. Kimi zaman Woody Allen'a kimi zaman Rowling'e kimi zamansa yazar olabilmek adına çocuklarını terk eden kadın yazarlara çeviriyoruz objektifimizi. Dederer didaktiklikten uzak, kafa sesine izin veren tarzda, sakinlik ve dürüstlükle aktarıyor fikirlerini. Kitaba dair en sevdiğim şey de tam da burada gizli. Asla ''bu böyle olmalı'' diyen bir tarzı yok yazarın. ''Ben böyle hissediyorum. Bunlar benim hislerim.'' diyor. Bizleri canavar yapan yönlerimizden, her şeye rağmen sevginin hiçbir yere gitmeyip kalmasından, insan olmanın lekelerinden ve o lekeye rağmen güzel olmaya ve kalmaya devam eden şeylerden bahsediyor.
Ben Canavar'ı çok sevdim. Büyük büyük şeyler söylemediğinden bazı okurları tatmin etmeyebilir belki fakat benim gibi bu konuda tam olarak nerede duracağından emin olamayan, kendini feminist olarak niteleyen okurları tatmin edeceğini düşünüyorum. Çünkü Dederer beni ikna etti. Hem de hiç öyle bir gayreti olmadığını düşündüğüm halde beni ikna etti.
Ve son olarak yıllardır rafımda okunmayı bekleyen Altın Defter'i artık okumam konusunda da beni motive etti.
dark
funny
informative
inspiring
reflective
medium-paced
challenging
dark
emotional
informative
reflective
medium-paced
This is a feeling I've struggled with for a long time: How to separate the art from the artist. By loving the art am I complicit in the artist's atrocities?
Sometimes the answer is easy. I've never been a Woody Allen fan and haven't seen any of his work, so problem solved. If I never see another Johnny Depp movie again, I could live a perfectly happy life because I never once thought he was a pinnacle of entertainment.
But I love Firefly. It's one of my great comfort shows and I quote it regularly. However, that means Joss Whedon's words are coming out my mouth.
The worlds of Neil Gaiman are some of the most imaginative I've ever experienced and I have four of his books on my shelves. Do I need to get rid of them because he turned out to be sexual predator?
J.K. Fucking. Rowling.
There is no grand answer. There may even be no answer. What this book has shown me is that by even asking the question shifts the focus from the wrongdoer (and the systems that support them) to us, the fans. And it is not our responsibility to condemn or absolve work that is meaningful to us. We love what we love. It's messy and it's complicated. But what love isn't?
Sometimes the answer is easy. I've never been a Woody Allen fan and haven't seen any of his work, so problem solved. If I never see another Johnny Depp movie again, I could live a perfectly happy life because I never once thought he was a pinnacle of entertainment.
But I love Firefly. It's one of my great comfort shows and I quote it regularly. However, that means Joss Whedon's words are coming out my mouth.
The worlds of Neil Gaiman are some of the most imaginative I've ever experienced and I have four of his books on my shelves. Do I need to get rid of them because he turned out to be sexual predator?
J.K. Fucking. Rowling.
There is no grand answer. There may even be no answer. What this book has shown me is that by even asking the question shifts the focus from the wrongdoer (and the systems that support them) to us, the fans. And it is not our responsibility to condemn or absolve work that is meaningful to us. We love what we love. It's messy and it's complicated. But what love isn't?
reflective
medium-paced
challenging
informative
reflective
medium-paced
Moderate: Adult/minor relationship, Rape
Minor: Alcoholism