You need to sign in or sign up before continuing.
Take a photo of a barcode or cover
Öncelikle ne müthiş bir sona sahip bir kitap. Birdenbire sol kroşeyle beni yere mıhladıktan sonra gözlerimi mutluluktan neredeyse köreltecek derecede ışık tutarak bir şekilde tekrar ayağa kaldıran o son. Köreltmek kelimesini kullandım çünkü kitap hakkındaki düşüncelerim tamamen dağılmış durumda. Yine de onları bir şekilde toparlamaya çalışacağım size sunabilirim umarım.
Kitapta beni bazı açılardan rahatsız eden ama öte yandan sonuna kadar hak verdiğim parçalar söz konusu. Kitapta anneliğin dünya üzerinde ne kadar yüce bir duyguya sahip olduğunu ve sanki kadının asıl gücünün "hayat vermek" ve "hayatı korumak" üzerinden şekillendiğini yorumladım. Nitekim insanların doğaya verdiği yıkımın başlıca sorumluları biz erkekleriz, güce olan düşkünlüğümüzden ötürü belli kavramlar üzerinden insanları kontrol etme, bizimle uyuşmayan ve aynı fikre sahip olmayanlarla çatışma ve savaşma, istediğini elde etmek için kurduğumuz rekabet gibi kavramlar ile hayatın kendisini yaşamımızdan daha çok hayatı kontrol etme isteyişimiz, arzumuz söz konusu. Fakat insana "hayat verme" yeteneğine sahip olan kadınların hayatın anlamını bizlerden çok daha iyi bildiğini düşünenlerden birisiyim. Bu yüzden kitaptaki çoğu fikrin gerçekçiliğine katılarak kadınların gücünün asla hafife alınmaması gerektiğini düşünenlerdenim.
Kitapta özellikle anne-kız ilişkisinin kuvvetini her ayrıntısıyla yaşadığımı söyleyebilirim. Therru için endişendim, onun için korktum, onun şeftali ağacını sulayışını sevdim. Bir nevi ebeveyni olmuş gibi oldum ve kadın olsaydım onu savunmanın ne kadar zor olabileceğine dair bir bakış açısı katmış oldu bu durum bana. Dünyayı büyük pencereden görmek ne kadar zor aslında? Öylesi fazla bilgi var ki, bazen bu küçük detaylardan ötürü o büyük pencereyi görebilmek ne kadar mümkün? Hem yaşamamız gereken bir hayat var, hem yaşatmamız gereken hayat veya hayatlar var, hem de yaşamdan bir yandan kendimizi korumamız, bir yandan da onları kollamamız ve onlara gelecek sunmamız için gereken koskoca bir hayatla olan savaşımız var. İnsani sınırlarımız içerisinde bu konuda nasıl başarılı olabiliyoruz? Herhalde bunun cevabı güce olan düşkünlüğümüzden ziyade zayıf yanlarımızı kuvvetlendiren "hayatta kalma" olgumuz.
Kitap ile ilgili sıkıntılı bulduğum nokta ise önceki üç kitap boyunca beraber büyüdüğümüz bir karakterin, burada tamamen sönükleşmesi. Bu kısımları okumak bazen epey zor geldi açıkça söylemek gerekirse. Feminizm ile alakalı en büyük sorunumu bu kitapta açıkça hissetmiş oldum.
Genelde fantastik kitaplarda iyi ile kötünün, aydınlık ile karanlığın mücadelesinin hikayesini okuruz. Bu hikayelerin altındaki felsefelerde bu kitapları birbirinden ayıran elementlerdir bir nevi. Yerdeniz serisinde en çok hoşuma giden element ise büyümek ve bununla beraber oluşan tecrübe ile bilgilerimizi ne kadar kullanabildiğimiz. Bu bilginin nasıl kullanılacağı sadece güç ile bağlantılı değildir ve sırf bundan dolayı erkek ile kadının ayırt edilmesini gereksiz buluyorum. Bir karakteri sadece yaptıkları mı güçlü yapar yoksa yaptıklarından ve yapamadıklarından çıkardığı dersler ve tecrübe ile oluşturduğu bilgi mi? Kitapta bu bilginin öneminin çöpe atılmış olması kitap ile ilgili en büyük sorunum. Sanırım bir ideolojiyi paylaşırken bu konudaki önyargılarımızın o ideolojinin önüne geçmesine sebep olabileceğinin farkında olmamız hem bizimle hem de çevremizle alakalı sanki. Ve bu kitapta o önyargıları gördüm, üzülerek okudum.
Seri olarak beni en çok etkileyen şey, doğa tasvirleri. En Uzak Sahil'de denize karşı özlemim çok pekişti, burada ise ormana karşı. Trekking günlerimi o kadar çok özledim ki... O yeşilliğin saf kokusunu, güneşin yaprakların arasından bize gülümsemesini, ırmağın patika boyunca bize eşlik edişini. Bu serinin isminin neden "yer" ve "deniz" olduğunu her seferinde çok daha iyi anlıyorum Ursula K. Le Guin sayesinde. Umarım ilerleyen zaman diliminde bu teknolojik koşuşturmacalardan kurtulup doğa ile daha çok vakit geçirebilirim.
Kitapta beni bazı açılardan rahatsız eden ama öte yandan sonuna kadar hak verdiğim parçalar söz konusu. Kitapta anneliğin dünya üzerinde ne kadar yüce bir duyguya sahip olduğunu ve sanki kadının asıl gücünün "hayat vermek" ve "hayatı korumak" üzerinden şekillendiğini yorumladım. Nitekim insanların doğaya verdiği yıkımın başlıca sorumluları biz erkekleriz, güce olan düşkünlüğümüzden ötürü belli kavramlar üzerinden insanları kontrol etme, bizimle uyuşmayan ve aynı fikre sahip olmayanlarla çatışma ve savaşma, istediğini elde etmek için kurduğumuz rekabet gibi kavramlar ile hayatın kendisini yaşamımızdan daha çok hayatı kontrol etme isteyişimiz, arzumuz söz konusu. Fakat insana "hayat verme" yeteneğine sahip olan kadınların hayatın anlamını bizlerden çok daha iyi bildiğini düşünenlerden birisiyim. Bu yüzden kitaptaki çoğu fikrin gerçekçiliğine katılarak kadınların gücünün asla hafife alınmaması gerektiğini düşünenlerdenim.
Kitapta özellikle anne-kız ilişkisinin kuvvetini her ayrıntısıyla yaşadığımı söyleyebilirim. Therru için endişendim, onun için korktum, onun şeftali ağacını sulayışını sevdim. Bir nevi ebeveyni olmuş gibi oldum ve kadın olsaydım onu savunmanın ne kadar zor olabileceğine dair bir bakış açısı katmış oldu bu durum bana. Dünyayı büyük pencereden görmek ne kadar zor aslında? Öylesi fazla bilgi var ki, bazen bu küçük detaylardan ötürü o büyük pencereyi görebilmek ne kadar mümkün? Hem yaşamamız gereken bir hayat var, hem yaşatmamız gereken hayat veya hayatlar var, hem de yaşamdan bir yandan kendimizi korumamız, bir yandan da onları kollamamız ve onlara gelecek sunmamız için gereken koskoca bir hayatla olan savaşımız var. İnsani sınırlarımız içerisinde bu konuda nasıl başarılı olabiliyoruz? Herhalde bunun cevabı güce olan düşkünlüğümüzden ziyade zayıf yanlarımızı kuvvetlendiren "hayatta kalma" olgumuz.
Kitap ile ilgili sıkıntılı bulduğum nokta ise önceki üç kitap boyunca beraber büyüdüğümüz bir karakterin, burada tamamen sönükleşmesi. Bu kısımları okumak bazen epey zor geldi açıkça söylemek gerekirse. Feminizm ile alakalı en büyük sorunumu bu kitapta açıkça hissetmiş oldum.
Genelde fantastik kitaplarda iyi ile kötünün, aydınlık ile karanlığın mücadelesinin hikayesini okuruz. Bu hikayelerin altındaki felsefelerde bu kitapları birbirinden ayıran elementlerdir bir nevi. Yerdeniz serisinde en çok hoşuma giden element ise büyümek ve bununla beraber oluşan tecrübe ile bilgilerimizi ne kadar kullanabildiğimiz. Bu bilginin nasıl kullanılacağı sadece güç ile bağlantılı değildir ve sırf bundan dolayı erkek ile kadının ayırt edilmesini gereksiz buluyorum. Bir karakteri sadece yaptıkları mı güçlü yapar yoksa yaptıklarından ve yapamadıklarından çıkardığı dersler ve tecrübe ile oluşturduğu bilgi mi? Kitapta bu bilginin öneminin çöpe atılmış olması kitap ile ilgili en büyük sorunum. Sanırım bir ideolojiyi paylaşırken bu konudaki önyargılarımızın o ideolojinin önüne geçmesine sebep olabileceğinin farkında olmamız hem bizimle hem de çevremizle alakalı sanki. Ve bu kitapta o önyargıları gördüm, üzülerek okudum.
Seri olarak beni en çok etkileyen şey, doğa tasvirleri. En Uzak Sahil'de denize karşı özlemim çok pekişti, burada ise ormana karşı. Trekking günlerimi o kadar çok özledim ki... O yeşilliğin saf kokusunu, güneşin yaprakların arasından bize gülümsemesini, ırmağın patika boyunca bize eşlik edişini. Bu serinin isminin neden "yer" ve "deniz" olduğunu her seferinde çok daha iyi anlıyorum Ursula K. Le Guin sayesinde. Umarım ilerleyen zaman diliminde bu teknolojik koşuşturmacalardan kurtulup doğa ile daha çok vakit geçirebilirim.
dark
reflective
slow-paced
Plot or Character Driven:
Character
Strong character development:
Yes
Loveable characters:
Complicated
Diverse cast of characters:
Yes
Flaws of characters a main focus:
Yes
The dark and honest portrayal of serious themes such as child abuse and sexism, is very well executed and thought provoking, but the story itself is not a strong enough frame to hold it up and solidify the weight of the subject matter. Overall i thought it was a mostly good book that didn't quite flow properly.
adventurous
dark
mysterious
medium-paced
My opinion on this book is very positive with some small issues. The writing style was beautiful and immersive like everything written by Ursula K. Le Guin. I liked Tenar in "The Tombs of Atuan" so I was excited to learn how her story continued. But this story is very different from its predecessors because Tenar choose an ordinary life without adventures. At first I was slightly disappointed but through the book I appreciated Tenar and Tehanu more and more. It was fascinating to see the world and its issues from someone other than the powerful wizard Ged.
However, I was not a fan of Ged's character at the beginning of the book, and I think the story would have benefited from some chapters from his perspective to better understand how he thinks about losing his power. The end also felt somewhat rushed.
Overall I enjoyed the book but still prefer its predecessors.
However, I was not a fan of Ged's character at the beginning of the book, and I think the story would have benefited from some chapters from his perspective to better understand how he thinks about losing his power. The end also felt somewhat rushed.
Overall I enjoyed the book but still prefer its predecessors.
A woman's power is deeper than the roots of trees. ~ Ursula K. Le Guin
emotional
hopeful
reflective
medium-paced
Plot or Character Driven:
Character
Strong character development:
Yes
Loveable characters:
Yes
Diverse cast of characters:
Yes
Flaws of characters a main focus:
Complicated
A wonderful book that explores the dynamics of power and what it is to be a woman or a man.
challenging
dark
emotional
mysterious
reflective
medium-paced
Plot or Character Driven:
Character
Strong character development:
Yes
Loveable characters:
Yes
Diverse cast of characters:
Yes
Flaws of characters a main focus:
Complicated
More mature than previous Earthsea novels, Le Guin explores feminist themes with fan-favorites who continue to develop as characters.
Graphic: Sexual violence
challenging
medium-paced
Plot or Character Driven:
Character
Strong character development:
Yes
Loveable characters:
Yes
Diverse cast of characters:
Yes
Flaws of characters a main focus:
Yes
adventurous
emotional
mysterious
tense
slow-paced
Plot or Character Driven:
Character
Strong character development:
Yes
Loveable characters:
Complicated
Diverse cast of characters:
Yes
Flaws of characters a main focus:
Complicated