Take a photo of a barcode or cover
adventurous
dark
mysterious
tense
medium-paced
Plot or Character Driven:
Character
Strong character development:
Complicated
Loveable characters:
Yes
Diverse cast of characters:
No
Flaws of characters a main focus:
Yes
i think the plot was relatively predictable but i am a sucker for some good ole atmospheric environmental horror so i did enjoy this
adventurous
challenging
dark
emotional
reflective
tense
medium-paced
challenging
dark
mysterious
tense
fast-paced
Plot or Character Driven:
Plot
Strong character development:
Yes
Loveable characters:
Complicated
Diverse cast of characters:
Complicated
weird and creepy from the start. surreal ecology horror with lush, vibrant and mysterious landscape. “Lost” meets “Alien” and Algernon Blackwood. maybe T. Kingfisher took some inspiration from this down the line?
the way Vandermeer writes about the plants and creatures of Area X is with beautiful reverence. he talks about the bugs and insects with care. the molding, rotting paper left behind is tended by cockroachs and silverfish and beetles.
the way Vandermeer describes human emotions and needs is tender and relatable. he compares surroundings and memories to only things someone who observes and respects nature would know.
nature reclaiming and transition are huge themes here. the land and the people/creatures are constantly morphing and it appears that humanity is receding. the book gets meta; the exploration of Area X is turning into the history of Area X. would recommend for those who prefer psychological horror to gore horror. and for those who need nature in their horror.
I want to dig into “Authority” right now.
dark
mysterious
medium-paced
Plot or Character Driven:
A mix
Yok Oluş✯✧.*☆—
4/5 , 9/10
"Bir gizemin merkezine çok yaklaşırsanız, kendinizi geri çekip şeklin bütününü göremezsiniz."
"Öyle ölümler vardır ki bir kişinin tekrar yaşamasını bekleyemezsiniz, öyle derin ilişkiler vardır ki kırıldığında içinde bağın kopuşunu hissedersin."
"Yaşayan ve nefes alan hiçbir şey tam anlamıyla objektif olamaz -hiçbir dış etken olmadığında bile, beyin gerçeği bulma uğruna kendini yok etmeye hazır olsa dahi."
"Eğer cevaptan uzun bir süre mahrum bırakılırsanız, bazı sorular sizi mahveder."
"Sessizlik kendi şiddetini yaratır."
"Hepimiz bir çeşit kesintisiz rüyada yaşıyoruz. Uyanmamızın sebebi, sinir bozucu bir şeyin, bir olayın, bizi gerçeklik olarak kabullendiklerimizin sınırını ihlal etmesi."
"Gelip gelmeyeceği belli olmayan bir ölüm için endişelenerek ya zaman kaybedersiniz ya da elinizde kalanlara odaklanırsınız."
Onlarca yıl önce bir bölge kendi sınırlarını çiziyor ve hükümet adına X bölgesi diyor. X bölgesinin gizemi ortaya çıksın diye keşif ekipleri gönderiliyor. Her keşif ekibinin üyesi kendi günlüklerini tutuyor, gözlemlerini yazıyor.
Bölgenin ne olduğu hakkında hiçbir fikriniz yok. Önceki keşif ekiplerinden bazıları toplu intihar etmiş, bazıları birbirlerini öldürmüş ve en son on birinci keşif ekibi ise geri dönüşlerinin üzerinden birkaç hafta içinde kanserden ölmüştür. Hem de sınırı habersiz bir şekilde geçebilmişlerdir ki sınır ancak belirli şartlar altında geçilebilir. Buraya gider miydiniz? Akibetiniz ne olur bilinmez, geride bıraktığınız kimse de yok ya da çok fazla kişi/şey var. Bir bilinmezliğe gideceksiniz ve belki de eve bir daha hiç dönemeyeceksiniz. İçimdeki meraklı kedi duvarları tırmalıyor ve bana gitmem için haykırıyor. Konfora düşkün bir başka parçam ise olanları da görmem üzerine kalmam adına kızıyor. Ancak düşününce, benim oraya gitmem gerek. Sürüngen'in üzerimde oluşturacağı muazzam acıya bile razı geldim. Merak demişken biyolog der ki: "Merak gerektiğinde güçlü bir avuntu olabilir."
On ikinci keşif birliğinde bir biyolog, antropolog, psikolog, dilbilimci ve haritacıdan oluşmak üzere beş kadın yola çıkıyor. Dilbilimci yolun başında ayrılıyor, psikoloğun iddiası bu yönde. Ayrıca unutmayınız, psikolog ekibin lideri ve sizi hipnoz edebiliyor. Ona ne kadar güvenebilirsiniz?
Dört kadın üsse geldiklerinde etrafa bakarken bir yer keşfediyorlar: Biyolog buna "Kule" derken diğer herkes "Tünel" diyor. Çünkü bu yer, yerin oldukça aşağısına inen merdivenlere sahip. Aşağı indiklerinde duvarda kendi kendine beliren yazılar keşfediyorlar ve biyolog, yazıya fazla yaklaşınca mantar sporlarını saçıyor ve biz, onu soluyoruz. Buradan itibaren hikayenin atmosferine tamamen çekildim. Belki de ben de o sporlardan soludum, kim bilir?
Sporları solumuş olan biyolog, artık hipnoz olmuyordur. Kulenin nefes aldığını hatta kalp atışlarının olduğunu düşünür. Bu yer canlıdır ve gizemini çözmek için can atar. "Burası taştan ve böyle göreceksiniz." diyen psikolog yüzünden biyolog, ekibin bu yalanlarla kandırıldığını görür. Mantar sporları sayesinde hipnoz olmadığını da fark eder. Diğer arkadaşları (aslında Hayalet Kuş kimseyi arkadaş olarak görmüyor da neyse) için ne yapabileceğini düşünür, psikologtan endişelenmeye başlar.
Sabah olduğunda antropolog da ortalıkta yoktur ve psikolog da pek hali vakti yerinde değil gibidir. Psikolog, antropoloğun sınıra gittiğinden bahseder. Buna inanmak ve inanmamak arasında gidip gelirler. Haritacı ile yenide merdivenlerden inerler ve antropoloğun cesedini bulurlar. Onları yukarıda beklemesi gereken psikolog da yoktur. Kayıplara karışmıştır. Haritacı işlerin yolunda gitmediğini, ekip liderlerinin de artık orada olmadığına göre sınıra dönmeleri gerektiğini söylese de biyolog, bunu reddeder. Artık buraya çekilmiştir, neler olduğunu anlamak istemektedir. Antropoloğun aldığı örneklere baktığında insan beyin hücresi ile karşılaşır. Bunun yarattığı şok ve olayları anlamlandırma çabası içinde sürüklenişi... Kitaba olan merakım her bölümden sonra katlanarak arttı.
Neden haritada kule işaretli değildir, Sürüngen neyin nesidir, sazlıklardan gelen inlemeler hangi canlıya aittir ve inatla gitmelerini istedikleri fenerde neler vardır?
Yazarın yarattığı atmosfer, olayların gelişmesi, betimlemeler... BA-YIL-DIM. Uzun zaman sonra bir kitabı okurken bu kadar keyif aldım ve kendimi birebir orada hissettim. Farklı bir anlatım tekniği diyebiliriz ama ben hiç yabancılık çekmedim. Hikayeyi Hayalet Kuş'tan okumuşuz iyi ki. Onun yalnızlığa olan aidiyeti, doğayla birebir teması... Ya enfesti.
Sürüngen, sen neymişsin be! Gerçekten, sen nesin? Bu sırrı öğrenmek için hemen serinin devamını okumak istiyorum. Normalde hemen serilerin devamını okumak istemem, tek kitap aşığı biriyim ama bunu gerçekten merak ettim. Böyle birkaç seri daha var hızlı okuduklarımdan. Onlardan biri oldu ve favorim de oldu, bunu da eklemem lazım.
Günlük mevzusu tam da tahmin ettiğim gibiydi: Düşündüklerinden daha fazla günlük vardı. Hükümet her zaman yaptığı gibi bir şeyler saklıyordu ve biz kandırılan taraftık. Yine de bölgenin gizemi, artan günlük sayısı ile daha da arttı. Yalan yok.
Sazlıklarda inleyen yaratık... Başka bir insan formusun, belki de Fenercisin. Bilemiyorum. Nesin, neyin nesisin? Öleceğim meraktan, imdat!
Kısacası çok sevdim. Atmosferin içine çekildim, olaylara biyologun hemen omzunun üzerinden baktım. Oradaydım, bunu biliyorum. Çok sevince, ona duyulan sevgiden başka bir konuda bahsetmek pek kolay olmuyor sanırım. Hakkında saatlerce konuşabilirim ama inceleme adına bu kadarla yetineceğim. Okuyacaklara keyifli okumalar dilerim.
4/5 , 9/10
"Bir gizemin merkezine çok yaklaşırsanız, kendinizi geri çekip şeklin bütününü göremezsiniz."
"Öyle ölümler vardır ki bir kişinin tekrar yaşamasını bekleyemezsiniz, öyle derin ilişkiler vardır ki kırıldığında içinde bağın kopuşunu hissedersin."
"Yaşayan ve nefes alan hiçbir şey tam anlamıyla objektif olamaz -hiçbir dış etken olmadığında bile, beyin gerçeği bulma uğruna kendini yok etmeye hazır olsa dahi."
"Eğer cevaptan uzun bir süre mahrum bırakılırsanız, bazı sorular sizi mahveder."
"Sessizlik kendi şiddetini yaratır."
"Hepimiz bir çeşit kesintisiz rüyada yaşıyoruz. Uyanmamızın sebebi, sinir bozucu bir şeyin, bir olayın, bizi gerçeklik olarak kabullendiklerimizin sınırını ihlal etmesi."
"Gelip gelmeyeceği belli olmayan bir ölüm için endişelenerek ya zaman kaybedersiniz ya da elinizde kalanlara odaklanırsınız."
Onlarca yıl önce bir bölge kendi sınırlarını çiziyor ve hükümet adına X bölgesi diyor. X bölgesinin gizemi ortaya çıksın diye keşif ekipleri gönderiliyor. Her keşif ekibinin üyesi kendi günlüklerini tutuyor, gözlemlerini yazıyor.
Bölgenin ne olduğu hakkında hiçbir fikriniz yok. Önceki keşif ekiplerinden bazıları toplu intihar etmiş, bazıları birbirlerini öldürmüş ve en son on birinci keşif ekibi ise geri dönüşlerinin üzerinden birkaç hafta içinde kanserden ölmüştür. Hem de sınırı habersiz bir şekilde geçebilmişlerdir ki sınır ancak belirli şartlar altında geçilebilir. Buraya gider miydiniz? Akibetiniz ne olur bilinmez, geride bıraktığınız kimse de yok ya da çok fazla kişi/şey var. Bir bilinmezliğe gideceksiniz ve belki de eve bir daha hiç dönemeyeceksiniz. İçimdeki meraklı kedi duvarları tırmalıyor ve bana gitmem için haykırıyor. Konfora düşkün bir başka parçam ise olanları da görmem üzerine kalmam adına kızıyor. Ancak düşününce, benim oraya gitmem gerek. Sürüngen'in üzerimde oluşturacağı muazzam acıya bile razı geldim. Merak demişken biyolog der ki: "Merak gerektiğinde güçlü bir avuntu olabilir."
On ikinci keşif birliğinde bir biyolog, antropolog, psikolog, dilbilimci ve haritacıdan oluşmak üzere beş kadın yola çıkıyor. Dilbilimci yolun başında ayrılıyor, psikoloğun iddiası bu yönde. Ayrıca unutmayınız, psikolog ekibin lideri ve sizi hipnoz edebiliyor. Ona ne kadar güvenebilirsiniz?
Dört kadın üsse geldiklerinde etrafa bakarken bir yer keşfediyorlar: Biyolog buna "Kule" derken diğer herkes "Tünel" diyor. Çünkü bu yer, yerin oldukça aşağısına inen merdivenlere sahip. Aşağı indiklerinde duvarda kendi kendine beliren yazılar keşfediyorlar ve biyolog, yazıya fazla yaklaşınca mantar sporlarını saçıyor ve biz, onu soluyoruz. Buradan itibaren hikayenin atmosferine tamamen çekildim. Belki de ben de o sporlardan soludum, kim bilir?
Sporları solumuş olan biyolog, artık hipnoz olmuyordur. Kulenin nefes aldığını hatta kalp atışlarının olduğunu düşünür. Bu yer canlıdır ve gizemini çözmek için can atar. "Burası taştan ve böyle göreceksiniz." diyen psikolog yüzünden biyolog, ekibin bu yalanlarla kandırıldığını görür. Mantar sporları sayesinde hipnoz olmadığını da fark eder. Diğer arkadaşları (aslında Hayalet Kuş kimseyi arkadaş olarak görmüyor da neyse) için ne yapabileceğini düşünür, psikologtan endişelenmeye başlar.
Sabah olduğunda antropolog da ortalıkta yoktur ve psikolog da pek hali vakti yerinde değil gibidir. Psikolog, antropoloğun sınıra gittiğinden bahseder. Buna inanmak ve inanmamak arasında gidip gelirler. Haritacı ile yenide merdivenlerden inerler ve antropoloğun cesedini bulurlar. Onları yukarıda beklemesi gereken psikolog da yoktur. Kayıplara karışmıştır. Haritacı işlerin yolunda gitmediğini, ekip liderlerinin de artık orada olmadığına göre sınıra dönmeleri gerektiğini söylese de biyolog, bunu reddeder. Artık buraya çekilmiştir, neler olduğunu anlamak istemektedir. Antropoloğun aldığı örneklere baktığında insan beyin hücresi ile karşılaşır. Bunun yarattığı şok ve olayları anlamlandırma çabası içinde sürüklenişi... Kitaba olan merakım her bölümden sonra katlanarak arttı.
Neden haritada kule işaretli değildir, Sürüngen neyin nesidir, sazlıklardan gelen inlemeler hangi canlıya aittir ve inatla gitmelerini istedikleri fenerde neler vardır?
Yazarın yarattığı atmosfer, olayların gelişmesi, betimlemeler... BA-YIL-DIM. Uzun zaman sonra bir kitabı okurken bu kadar keyif aldım ve kendimi birebir orada hissettim. Farklı bir anlatım tekniği diyebiliriz ama ben hiç yabancılık çekmedim. Hikayeyi Hayalet Kuş'tan okumuşuz iyi ki. Onun yalnızlığa olan aidiyeti, doğayla birebir teması... Ya enfesti.
Sürüngen, sen neymişsin be! Gerçekten, sen nesin? Bu sırrı öğrenmek için hemen serinin devamını okumak istiyorum. Normalde hemen serilerin devamını okumak istemem, tek kitap aşığı biriyim ama bunu gerçekten merak ettim. Böyle birkaç seri daha var hızlı okuduklarımdan. Onlardan biri oldu ve favorim de oldu, bunu da eklemem lazım.
Günlük mevzusu tam da tahmin ettiğim gibiydi: Düşündüklerinden daha fazla günlük vardı. Hükümet her zaman yaptığı gibi bir şeyler saklıyordu ve biz kandırılan taraftık. Yine de bölgenin gizemi, artan günlük sayısı ile daha da arttı. Yalan yok.
Sazlıklarda inleyen yaratık... Başka bir insan formusun, belki de Fenercisin. Bilemiyorum. Nesin, neyin nesisin? Öleceğim meraktan, imdat!
Kısacası çok sevdim. Atmosferin içine çekildim, olaylara biyologun hemen omzunun üzerinden baktım. Oradaydım, bunu biliyorum. Çok sevince, ona duyulan sevgiden başka bir konuda bahsetmek pek kolay olmuyor sanırım. Hakkında saatlerce konuşabilirim ama inceleme adına bu kadarla yetineceğim. Okuyacaklara keyifli okumalar dilerim.
adventurous
mysterious
reflective
tense
medium-paced
Plot or Character Driven:
A mix
Strong character development:
Yes
Loveable characters:
No
Diverse cast of characters:
Yes
Flaws of characters a main focus:
Yes
I super enjoyed the book, I wanted to read it because long ago I enjoyed the movie, now I have to go back because there are so many differences and its been years since I've seen it. It was also on my list because who wouldn't want to read a scifi where the character are primarily women.
Its a great story of self reflection and nature reclaiming its territory.
Its a great story of self reflection and nature reclaiming its territory.
mysterious
fast-paced
Plot or Character Driven:
A mix
Strong character development:
Complicated
Loveable characters:
No
Diverse cast of characters:
Complicated
Flaws of characters a main focus:
Yes
Fun and fast, the complexity of the protagonist felt a little forced
put it off for years and finally had the urge to read it!
first 60% of the book was a breeze. it was engaging, compelling, was going in a good direction steadily. then, it lost its momentum after that. i won't get into what happened but the execution and ending did not do the premise and plot justice.
still, quite an interesting read! i would recommend it for people who like some mystery.
first 60% of the book was a breeze. it was engaging, compelling, was going in a good direction steadily. then, it lost its momentum after that. i won't get into what happened but the execution and ending did not do the premise and plot justice.
still, quite an interesting read! i would recommend it for people who like some mystery.
dark
mysterious
tense
fast-paced
Plot or Character Driven:
Plot
Strong character development:
Complicated
Loveable characters:
Complicated
Diverse cast of characters:
Complicated
Flaws of characters a main focus:
No
Graphic: Death, Gore, Violence
dark
mysterious
tense
medium-paced
Plot or Character Driven:
A mix
Strong character development:
No
Loveable characters:
No
Flaws of characters a main focus:
Complicated