Take a photo of a barcode or cover
merixien 's review for:
Çılgın Palmiyeler
by William Faulkner
“Acıyla yokluk arasında acıyı seçiyorum ben."
Çılgın Palmiyeler benim William Faulkner’dan okuduğum ilk kitap oldu. Açıkcası oldukça zorlanacağıma o kadar emindim ki ilk bölümü okuduktan sonra bir afalladım, zira oldukça rahat akan bir girişti. Ancak ikinci bölüm ile hikayenin benim sandığım kadar kolay olmayacağı gerçeği ile yüzleştim.
Kitap aslında iki ayrı öykünün birbiri ardına bölüm bölüm aktarımıyla ilerliyor. Belli bir yere kadar bu iki öykünün birleşmesini bekliyorsunuz. Ancak her ikisi de beş bölüme ayrılmış ve birbiri ardına serpiştirilmiş bu hikayelerin ilk bakışta hiçbir ortak noktaları bulunmuyor. Ortak karakterleri yok, çapraz olay örgüsü içinde değiller hatta zamanları dahi ortak değil. Yazarın kendisi de bu kitabın bir tür “kontrpuan” olduğunu ifade etmiş. Paralel akan bu iki hikaye farklı anlatı tarzları, zaman sıçramaları, sapmalar ve varoluşun iki temel noktası doğum ve ölüm ile besleniyor. Öyküler ise belirgin bir şekilde özgürlük, özgürlüğün kaybı ve insanın özgürlük algısının karşılaştırılması noktasında kesişiyor. İki erkek, iki kadın ve zıt açılarla oluşturulmuş, ayrık görünen bu iki hikaye aslında hem biçim hem de içerik olarak birbirine bağlanıyor.
Çok rahat bir okuma olmadı ancak bilinç akışı ile kahramanların hikayesi o kadar güzel bir araya getirilmiş ki o zorluğun karşılığını alıyorsunuz. Yazarın kitaplarını okumaya başlamayı planlıyorsanız ideal bir seçim olur.
4,5 ⭐️
Çılgın Palmiyeler benim William Faulkner’dan okuduğum ilk kitap oldu. Açıkcası oldukça zorlanacağıma o kadar emindim ki ilk bölümü okuduktan sonra bir afalladım, zira oldukça rahat akan bir girişti. Ancak ikinci bölüm ile hikayenin benim sandığım kadar kolay olmayacağı gerçeği ile yüzleştim.
Kitap aslında iki ayrı öykünün birbiri ardına bölüm bölüm aktarımıyla ilerliyor. Belli bir yere kadar bu iki öykünün birleşmesini bekliyorsunuz. Ancak her ikisi de beş bölüme ayrılmış ve birbiri ardına serpiştirilmiş bu hikayelerin ilk bakışta hiçbir ortak noktaları bulunmuyor. Ortak karakterleri yok, çapraz olay örgüsü içinde değiller hatta zamanları dahi ortak değil. Yazarın kendisi de bu kitabın bir tür “kontrpuan” olduğunu ifade etmiş. Paralel akan bu iki hikaye farklı anlatı tarzları, zaman sıçramaları, sapmalar ve varoluşun iki temel noktası doğum ve ölüm ile besleniyor. Öyküler ise belirgin bir şekilde özgürlük, özgürlüğün kaybı ve insanın özgürlük algısının karşılaştırılması noktasında kesişiyor. İki erkek, iki kadın ve zıt açılarla oluşturulmuş, ayrık görünen bu iki hikaye aslında hem biçim hem de içerik olarak birbirine bağlanıyor.
Çok rahat bir okuma olmadı ancak bilinç akışı ile kahramanların hikayesi o kadar güzel bir araya getirilmiş ki o zorluğun karşılığını alıyorsunuz. Yazarın kitaplarını okumaya başlamayı planlıyorsanız ideal bir seçim olur.
4,5 ⭐️