Take a photo of a barcode or cover
caterinasforza 's review for:
İyi Hissetmek: Yeni Duygudurum Tedavisi
by David D. Burns
Kişisel gelişim adına bugüne kadar okuduğum kitaplar içinde en bilimsel temelli sayılabilecek kitabı bitirdim nihayet...
Nihayet dedim çünkü bazı bölümlerdeki fikirler benim için kabul edilebilir değildi. Bir örnekle anlatmak gerekirse "Kendinizi Kızgın mı Hissediyorsunuz? IQ'nuz Kaç?" bölümünden bir alıntı:
28 yaşında Melisa adındaki kadın kocasından ayrılacağı dönemde danışmanlık istiyordu. 5 yıl önce Melisa, kocası Howard'ın işyerinde çalışan çekici bir sekreter olan Ann ile bir ilişkisi olduğunu öğrenmişti. Bunun açığa çıkması Melisa için ağır bir darbeydi, fakat olayları daha da kötüleştirmek istermiş gibi Howard, Ann ile ilişkisini bitirmekte isteksizdi ve ilişki 8 ay daha devam etti. Bu dönemde Melissa'nın hissettiği aşağılanma ve öfke, kesinlikle Howard'ı terk etme kararına yönelten asıl etkendi.
Düşünceleri şu alanlarda sürüklendi:
ı. Onun böyle davranmaya hakkı yoktu. 2. Benmerkezciydi. 3· Bu haksızlıktı. 4· O, kötü bir insandı. 5· Ben kaybetmiş olmalıydım.
Bir terapi seansı sırasında, Melissa'dan Howard'ın rolünü oynamasını istedim ve onun niçin Ann ile ilişkiye girdiğini ve öyle davrandığını net olarak anlatıp anlatamayacağını görmek için onu inceledim. Rol oynama sürdükçe, birden Howard'ın nereden geldiğini gördüğünü ve o anda ona
olan öfkesinin tamamen kaybolduğunu söyledi. Seanstan sonra yıllardır barındırdığı öfkenin yok oluşunun dramatik bir tanımını yazdı:
Howard'ın Ann ile ilişkisi tahminen bittikten sonra, onu görmeye devam etmekte ısrar etti ve halen ona oldukça bağlıydı. Bu bana acı veriyordu. Howard'ın bana saygı duymadığını ve kendini benden daha önemli gördüğünü hissettiriyordu. Eğer beni gerçekten sevseydi beni bu hale sokmazdı diye düşünüyordum. Bunun beni ne kadar kötü hissettirdiğini bilerek Ann'i görmeye nasıl devam edebilirdi? Howard'a çok kızmış ve kendimi çok aşağılanmış hissetmiştim. Empati yaklaşımını denediğimde ve Howard rolünü oynadığımda, "bütün"ü görebildim. Birden olaylara farklı bakmaya başladım. Howard olduğumu hayal ettiğimde, ona neler olduğunu anlayabildim. Kendimi
onun yerine koyduğumda, hem karım Melissa'yı ve hem sevgilim Ann'i sevme sorununu fark ettim. Howard'ın düşünceleri ve duygularıyla yaratılan "kazanamazsın" sisteminde tuzağa düştüğü katama dank etti. Beni seviyordu, fakat Ann'den de umutsuzca etkileniyordu. Ne kadar isterse istesin onu görmekten vazgeçemiyordu. Çok suçlu hissediyordu ve kendine engel olamıyordu. Ann'i terk ederse onu kaybedeceğini, ya da beni terk ederse beni kaybedeceğini düşünüyordu. Her iki çeşit kayıpla da karşılaşmak istemiyordu ve kafasını toplayıp karar vermekte ağır davranmasına neden olan benim tarafımdaki yetersizlik değil onun kararsızlığıydı. Bu deneyim benim için her şeyin açığa çıkmasıydı. İlk defa ne olduğunu gördüm. Howard'ın beni isteyerek kırmak için bir şey yapmayacağını biliyordum ancak olanlardan başka yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bunu görebilmek ve anlayabilmekle iyi hissettim. Bir dahaki sefer onunla görüştüğümde Howard'a söyledim.
Bunun hakkında ikimiz de çok daha iyi hissettik. Empati tekniğiyle yaşadığım deneyimden gerçekten iyi bir duygu aldım. Çok heyecan vericiydi ve önceki gördüklerimden çok daha
gerçekti"
Anlatının devamında doktor, başlangıçta Melisa'yı üzen düşüncelerle karşı karşıya getirerek "asit testi" adını verdiği bir yöntem uyguluyor. Oradaki diyaloglardan da birkaç cümle paylaşayım:
David: Howard kısa bir zaman sonra onu görmekten vazgeçebilirdi. Seni aptal yerine koydu.
Melissa: Hayır, bırakamazdı; çünkü, kapana kısılmıştı. Dayanılmaz bir takıntı hissetti ve Ann'den etkileniyordu.
David: Fakat öyleyse onunla gitmeliydi ve bu işkenceye son vermek için seninle ilişkisine son vermeliydi. Yapabileceği tek dürüstçe şey buydu.
Melissa: Benden de ayrılamayacağını hissetti; çünkü beni seviyordu, bana ve çocuklarımıza bağlıydı.
Burada itiraz ettiğim şeyi sayfalarca anlatabilirim ama kısaca, empatinin fazlasının zararlı olduğunu düşünüyorum. Birinin diğerine ihanet etmiş olması ihanete uğrayanın kaybı değildir. Karşı taraf bir seçim yapmıştır ve bu seçimin sonuçları onu da etkilemiştir... Karşı tarafın yaptığı seçimin derin empatisini yapmak belki içinde yetiştiğim kültürün getirdiklerinden belki karakterimden kaynaklanan sebeplerle benim için çok mantıksız... Bu yüzden kitabın yazıldğı ortam için geçerli olan şeyler bizim ülkemizde, hayatımızda uygulanabilir değil diye düşünüyorum.
2 yıldız verdim çünkü değerli bulduğum düşünceler de vardı. Özellikle Bilişsel Çarpıtmalar konusu ufuk açıcıydı.
Hayatımın ilerleyen dönemlerinde kendimi "iyi hissetmediğim zamanlarda" açıp ilgili bölüme bir göz atarım diye düşünüyorum, eseri bana öneren arkadaşım "başucu kitabı" demişti... Bana göre yukarıda saydığım sebeplerden rafta duracak bir kitap.
Eyyorlamam bu kadar.
Nihayet dedim çünkü bazı bölümlerdeki fikirler benim için kabul edilebilir değildi. Bir örnekle anlatmak gerekirse "Kendinizi Kızgın mı Hissediyorsunuz? IQ'nuz Kaç?" bölümünden bir alıntı:
28 yaşında Melisa adındaki kadın kocasından ayrılacağı dönemde danışmanlık istiyordu. 5 yıl önce Melisa, kocası Howard'ın işyerinde çalışan çekici bir sekreter olan Ann ile bir ilişkisi olduğunu öğrenmişti. Bunun açığa çıkması Melisa için ağır bir darbeydi, fakat olayları daha da kötüleştirmek istermiş gibi Howard, Ann ile ilişkisini bitirmekte isteksizdi ve ilişki 8 ay daha devam etti. Bu dönemde Melissa'nın hissettiği aşağılanma ve öfke, kesinlikle Howard'ı terk etme kararına yönelten asıl etkendi.
Düşünceleri şu alanlarda sürüklendi:
ı. Onun böyle davranmaya hakkı yoktu. 2. Benmerkezciydi. 3· Bu haksızlıktı. 4· O, kötü bir insandı. 5· Ben kaybetmiş olmalıydım.
Bir terapi seansı sırasında, Melissa'dan Howard'ın rolünü oynamasını istedim ve onun niçin Ann ile ilişkiye girdiğini ve öyle davrandığını net olarak anlatıp anlatamayacağını görmek için onu inceledim. Rol oynama sürdükçe, birden Howard'ın nereden geldiğini gördüğünü ve o anda ona
olan öfkesinin tamamen kaybolduğunu söyledi. Seanstan sonra yıllardır barındırdığı öfkenin yok oluşunun dramatik bir tanımını yazdı:
Howard'ın Ann ile ilişkisi tahminen bittikten sonra, onu görmeye devam etmekte ısrar etti ve halen ona oldukça bağlıydı. Bu bana acı veriyordu. Howard'ın bana saygı duymadığını ve kendini benden daha önemli gördüğünü hissettiriyordu. Eğer beni gerçekten sevseydi beni bu hale sokmazdı diye düşünüyordum. Bunun beni ne kadar kötü hissettirdiğini bilerek Ann'i görmeye nasıl devam edebilirdi? Howard'a çok kızmış ve kendimi çok aşağılanmış hissetmiştim. Empati yaklaşımını denediğimde ve Howard rolünü oynadığımda, "bütün"ü görebildim. Birden olaylara farklı bakmaya başladım. Howard olduğumu hayal ettiğimde, ona neler olduğunu anlayabildim. Kendimi
onun yerine koyduğumda, hem karım Melissa'yı ve hem sevgilim Ann'i sevme sorununu fark ettim. Howard'ın düşünceleri ve duygularıyla yaratılan "kazanamazsın" sisteminde tuzağa düştüğü katama dank etti. Beni seviyordu, fakat Ann'den de umutsuzca etkileniyordu. Ne kadar isterse istesin onu görmekten vazgeçemiyordu. Çok suçlu hissediyordu ve kendine engel olamıyordu. Ann'i terk ederse onu kaybedeceğini, ya da beni terk ederse beni kaybedeceğini düşünüyordu. Her iki çeşit kayıpla da karşılaşmak istemiyordu ve kafasını toplayıp karar vermekte ağır davranmasına neden olan benim tarafımdaki yetersizlik değil onun kararsızlığıydı. Bu deneyim benim için her şeyin açığa çıkmasıydı. İlk defa ne olduğunu gördüm. Howard'ın beni isteyerek kırmak için bir şey yapmayacağını biliyordum ancak olanlardan başka yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bunu görebilmek ve anlayabilmekle iyi hissettim. Bir dahaki sefer onunla görüştüğümde Howard'a söyledim.
Bunun hakkında ikimiz de çok daha iyi hissettik. Empati tekniğiyle yaşadığım deneyimden gerçekten iyi bir duygu aldım. Çok heyecan vericiydi ve önceki gördüklerimden çok daha
gerçekti"
Anlatının devamında doktor, başlangıçta Melisa'yı üzen düşüncelerle karşı karşıya getirerek "asit testi" adını verdiği bir yöntem uyguluyor. Oradaki diyaloglardan da birkaç cümle paylaşayım:
David: Howard kısa bir zaman sonra onu görmekten vazgeçebilirdi. Seni aptal yerine koydu.
Melissa: Hayır, bırakamazdı; çünkü, kapana kısılmıştı. Dayanılmaz bir takıntı hissetti ve Ann'den etkileniyordu.
David: Fakat öyleyse onunla gitmeliydi ve bu işkenceye son vermek için seninle ilişkisine son vermeliydi. Yapabileceği tek dürüstçe şey buydu.
Melissa: Benden de ayrılamayacağını hissetti; çünkü beni seviyordu, bana ve çocuklarımıza bağlıydı.
Burada itiraz ettiğim şeyi sayfalarca anlatabilirim ama kısaca, empatinin fazlasının zararlı olduğunu düşünüyorum. Birinin diğerine ihanet etmiş olması ihanete uğrayanın kaybı değildir. Karşı taraf bir seçim yapmıştır ve bu seçimin sonuçları onu da etkilemiştir... Karşı tarafın yaptığı seçimin derin empatisini yapmak belki içinde yetiştiğim kültürün getirdiklerinden belki karakterimden kaynaklanan sebeplerle benim için çok mantıksız... Bu yüzden kitabın yazıldğı ortam için geçerli olan şeyler bizim ülkemizde, hayatımızda uygulanabilir değil diye düşünüyorum.
2 yıldız verdim çünkü değerli bulduğum düşünceler de vardı. Özellikle Bilişsel Çarpıtmalar konusu ufuk açıcıydı.
Hayatımın ilerleyen dönemlerinde kendimi "iyi hissetmediğim zamanlarda" açıp ilgili bölüme bir göz atarım diye düşünüyorum, eseri bana öneren arkadaşım "başucu kitabı" demişti... Bana göre yukarıda saydığım sebeplerden rafta duracak bir kitap.
Eyyorlamam bu kadar.