A review by symx
A Dance with Dragons 2: After the Feast by George R.R. Martin

4.0

Ejderhalarla Dans, Kargalar "için" Ziyafet kitabına oranla çok daha okunabilir ve sürükleyici ilerleyen bir kitap. Okurken bazı kısımlarda sıkıldığımı söyleyebilirim fakat bazı kısımlarda epey eğlenceliydi. Bütün seri içerisinde okumaktan en zevk aldığım ikinci kitap diyebilirim. Bunun en önemli sebebi POV karakterlerinin en sevdiğim ve hikayelerinin ilerleyişini merakla beklediğim karakterlerden ağırlıklı olmasıydı. O halde o sevdiğim karakterler ve bazı yan karakterlerden bahsetmeye başlıyım.

Jon Snow, Game of Thrones dünyasında kendimle özdeşleştirebildiğim en önemli karakter bu yüzden onun hikayesinde olanları daha bir merakla okudum. İlk önce diziyi sonra da kitabı okumuş birisi olarak Jon Snow'un hikayesinde temel farklılıklar var. Kitapta Jon Snow'un Lord Kumandan olarak verdiği kararların ağırlığı daha hissediliyor ve yanındaki danışmanlarının tutumu benim de Jon Snow gibi diken üstünde yürüyormuşum hissiyatı yarattı. Bu kısımda Glenn, Pyp gibi dostlarıyla hiç ama hiç konuşmaması, Efkarlı Edd'i Sur'dan başka kaleye göndermesi ve dostlarını tamamen yabanıllardan oluşturması Jon Snow'u sorgulamama sebep oldu. Diziden farklı olarak Melissandre'nin hançer uyarıları da çok önemliydi ama kitap boyunca Jon Snow'u sürekli sınırlarını aşarak kendi sonunu hazırladı. Bu açıdan ben de biraz hayal kırıklığı oldu açıkçası. Dizide yabanıllar ile kargalar arasında güzel bir sınır çizilmiş ve her bölüm bu kararın ne kadar doğru olduğunu sorgulamıştım. Hardhome bölümü ile iyice ikna olmuş ve hançer sahnesini ihanet olarak yorumlamıştım. Kitapta ise Jon Snow'un biraz buna zemin hazırladığını düşünüyorum.

Tyrion hikayesi kitapta açık ara en severek okuduğum kısımdı, kitapta ne zaman Tyrion chapter'ı gelse o chapter'ı bitirmek istiyordum. Griffinler ile dolaştığı her kısmı severek okudum daha sonra Jorah Mormont'un kaçırdığı kısımlar kitaba biraz daha gizem kattı ve fırtına sonrası köle olduğu kısımlar biraz daha az ilgimi çekse de gayet güzel bir şekilde bitti. Penny'nin diziye dahil olma olasılığı var mı hala merak ediyorum ama Penny olmasa açıkçası Tyrion'un hikayesi biraz daha sıkıcılaşabilirdi. Jorah Mormont'un bu kısımlarda ağırlığının çok az olması beni biraz hayal kırıklığına uğrattı açıkçası, en azından Daznak's Pit'te kraliçenin karşısında gözükseydi biraz daha ilgi çekici olabilirdi.

Kraliçe demişken Daenerys'in kitapta kraliçeden çok kız olması yaşı bakımından doğal olsa da kitaptaki kraliçe hissiyatını kaybetmesine yol açtı benim için. Westeros'u fetheden bir kraliçe okumak yerine Daario Naharis'e olan tutkularını okumak biraz kızdırdı diyebilirim. "pale mare" esnasında halkı şehre sokmayıp askerlerle hastalığın olduğu kampa girmesini sağlayıp hastalığı kendi şehrine taşıması, Meereen'in kraliçesi olarak kalmak isteyip verdiği kararlarda kararlılık gösterememesi gibi durumlardan Daenerys epey hayal kırıklığı yarattı bu kitapta benim için. Ejderhayı kamçılayarak yönetmesi pek hoşuma gitmese de en beğendiğim chapter'ın en son chapter olmasını not düşmeliyim. Ayrıca Barristan Selmy gerçek bir şövalye!

Bu karakterler dışında en sevdiğim karakterlerden birisi olan Davos'un kitapta ölmemiş olması elbette benim için çok sevindirici oldu. Görevi epey zorlu o yüzden sonraki kitaplarda neler yaptığını merakla bekliyorum. Jaime'nin Brienne ile karşılaşıp beraber Sansa'yı kurtaracak olmaları pek hoşuma gitmese de okumayı sevmeye başladığım karakterlerden birisi olduğunu söyleyebilirim.

Cersei biraz daha ayrı konu. Kargaların Ziyafeti kitabında Joffrey veya Ramsay'den daha çok nefret ettiğim bir karakter olmuştu, o yüzden "Utanç Yürüyüşü" ne kadar iğrenç bir hadise olsa da cezasını bu şekilde çekmesi benim için tatmin edici oldu. Dizide aslında Cersei için gerçekten üzülmüştüm fakat kitapta biraz daha kötü şeyler olmasını beklediğimi söyleyebilirim. Utanç Yürüyüşü chapter'ının çok etkili bir şekilde anlatıldığını söyleyemem ama.

Asha'nın hikayesi kitabın genel olarak soğuk havasını Jon Snow hikayelerinden daha çok verdi. Stannis'in neler yaptığını takip etmek açısından önemli olsa da çok fazla ilgiyle okuduğum söylenemez. Diğer yandan Theon ile ilgili okuduğum her chapter'dan tatmin oldum. Ramsay'nin ona verdiği kimlik Theon gerçekten de tamamen farklı bir karakter oldu. Asha, Theon ve Stannis'den kimler ölüp kimlerin hayatta kaldığını dizi sayesinde biliyoruz ama yine de neler olduğunu bilmek iyi olurdu. Kitapta okumakta en zorlandığım karakter Victorian'dı. Karakter olarak ısınamadığım gibi gemi isimlerini öğrenme isteğimin olmayışı da biraz sıkıntı yarattı açıkçası. Her şeye rağmen Daenerys'e yardım ediyor oluşu güzel bir hadise.

Son olarak Bran'in hikayesinin bu kadar kısa sürmesi pek iyi olmasa da kitaptaki en güçlü karakterlerden olacağını umut ediyorum.

Genel olarak Ejderhaların Dansı yer yer keyifle yer yerde biraz sıkılarak okuduğum bir kitaptı. Dizide olmayan bir sürü detayı güzel bir şekilde verdiğini düşünüyorum. Bazı karakterler biraz gözümden düşerken diğer karakterler bir o kadar yükseldi. Bakalım Winds of Winter'da bizleri neler bekleyecek (kısmen biliyor olsak da!)