Take a photo of a barcode or cover
A review by zimlicious
Monanin Gözleri by Thomas Schlesser
2.0
Bunu daha sonra tekrar deneyeceğim çünkü 100 sayfa okumuş halimle bazı sinirimi bozan şeyler var (kitaptaki eser isimleriyle yanında gelenlerin tutmaması, ilgili bölümlere ilgili eserlerin basılmamış olması ve kelimelerle tasvir edilmesi gibi).
GÜNCELLEME: 1 aydır görebileceğim yerde durduğundan dayanamadım aldım yine elime ama bu sefer annemden öğrendiğim hızlı okuma tekniğiyle ilerledim. Öncelikle şunu söyleyeyim: sanatı severim; üniversitede bölümüm iletişim olmasına rağmen sanat okulu tercih ettiğim için o dönem sanat tarihi dersi de aldım. O derslerde de aynı bu kitaptaki gibi sanatçıları, akımları, vs. tanıtıyorlardı ancak onlar çok şükür bu kadar didaktik değildi. Arka kapakta yazarın "okuru görmeyi öğrenmeye davet ettiği" yazılmış ama hayır; gayet ayrıntılı bir şekilde söz konusu eserde ne görmemiz gerektiğini anlatıyor. Zaten kitapla birlikte gelen posterimsi ekteki sayılı eser dışında hiçbirini google'lamadan göremiyorsunuz çünkü orijinalinde yer almalarına rağmen ilgili görsellere Türkçe çevirisinde yer verilmemiş. Bunun üstüne bir de "bakarak, görerek" değerlendirmeniz gereken eserler italik fontla, uzun uzun YAZIYLA tasvir edilmiş. Seçilen 52 esere Mona'nın durumuyla ilgili kurgu hikayeyi destekleyici şekilde karar verildiğini düşünmüştüm ama şu an ondan bile emin değilim çünkü tamamen 'dedişko'nun torununa "sanata giriş" yapması için kurgulanmış bir hikayeydi. Schlesser'in alanında uzman olduğundan hiç şüphem yok ama kurgu meselesini de becerememiş.
"Yine sosyal medyanın abartmalarına aldandık" demeyeceğim çünkü lansmandır, vs.'dir patlamadan önce gören bir sanatsever arkadaşım sırf sanat odaklı olduğu için heyecanlanıp kitaptan bahsetmişti ve sonrasında beraber okumaya karar vermiştik. Çıkışı süresince heyecanlanıp abartanlar okuduktan sonra da aynı hisleri taşıyacaklar mı çok merak ediyorum. Ben bir daha böyle bir promise'e aldanmak yerine ilgimi çeken, merakımı uyandıran eserleri kendim araştırıp, ne hissettiğime, gördüğüme kendim karar vererek devam edeceğim eskisi gibi...
GÜNCELLEME: 1 aydır görebileceğim yerde durduğundan dayanamadım aldım yine elime ama bu sefer annemden öğrendiğim hızlı okuma tekniğiyle ilerledim. Öncelikle şunu söyleyeyim: sanatı severim; üniversitede bölümüm iletişim olmasına rağmen sanat okulu tercih ettiğim için o dönem sanat tarihi dersi de aldım. O derslerde de aynı bu kitaptaki gibi sanatçıları, akımları, vs. tanıtıyorlardı ancak onlar çok şükür bu kadar didaktik değildi. Arka kapakta yazarın "okuru görmeyi öğrenmeye davet ettiği" yazılmış ama hayır; gayet ayrıntılı bir şekilde söz konusu eserde ne görmemiz gerektiğini anlatıyor. Zaten kitapla birlikte gelen posterimsi ekteki sayılı eser dışında hiçbirini google'lamadan göremiyorsunuz çünkü orijinalinde yer almalarına rağmen ilgili görsellere Türkçe çevirisinde yer verilmemiş. Bunun üstüne bir de "bakarak, görerek" değerlendirmeniz gereken eserler italik fontla, uzun uzun YAZIYLA tasvir edilmiş. Seçilen 52 esere Mona'nın durumuyla ilgili kurgu hikayeyi destekleyici şekilde karar verildiğini düşünmüştüm ama şu an ondan bile emin değilim çünkü tamamen 'dedişko'nun torununa "sanata giriş" yapması için kurgulanmış bir hikayeydi. Schlesser'in alanında uzman olduğundan hiç şüphem yok ama kurgu meselesini de becerememiş.
"Yine sosyal medyanın abartmalarına aldandık" demeyeceğim çünkü lansmandır, vs.'dir patlamadan önce gören bir sanatsever arkadaşım sırf sanat odaklı olduğu için heyecanlanıp kitaptan bahsetmişti ve sonrasında beraber okumaya karar vermiştik. Çıkışı süresince heyecanlanıp abartanlar okuduktan sonra da aynı hisleri taşıyacaklar mı çok merak ediyorum. Ben bir daha böyle bir promise'e aldanmak yerine ilgimi çeken, merakımı uyandıran eserleri kendim araştırıp, ne hissettiğime, gördüğüme kendim karar vererek devam edeceğim eskisi gibi...