A review by snanberber
Seninle Başlamadı: Kalıtsal Aile Travmalarının Kim Olduğumuza Etkileri ve Sorunların Üstesinden Gelmenin Yolları by Mark Wolynn

2.0

Bana göre bir psikoloji kitabı değil kişisel gelişim kitabı.

İlk birkaç bölümü okurken epigenetik ile ilgili gelişmelerden bahsetmesi, Freud ve Jung'tan yapılan alıntılar ile merak uyandırıcı gelmişti. Epigenetik günümüzün gelişmekte olan yeni bir konusu, çok taze ve önü açık bir bölüm. Epigenetik alanındaki çalışmalarla eskiden çöp DNA olarak adlandırılan, atıl bir kısım olarak nitelendirilen DNAmızın büyük çoğunluğunun aslında çevresel faktörler ile, protein sentezinde değişiklikler yaparak DNAnın hangi kısmının baskın yorumlanacağına yol gösterdiği, ilerleyen yaşla ve çevre şartlarıyla fenotipin nasıl değişebildiği gibi bir çok şeyi açıklamaya çalışmaktadır. Yeni bir şeyler öğrenirim diye daldım kitaba.

Kitabın yarısına doğru yaklaştıkça metodun uygulanma şekline, alınan sonuçlara nasıl ulaşıldığına daha hakim olacağım bir içerik beklerken basit, açıklanmamış, aynı şeyin çokça tekrarlandığı örneklerle ikna çabasından başka bir şey bulamadım. Freudiyen yaklaşım, psikanaliz ve günümüzde uygulanan bir çok fayda görülmüş yöntem bir kenara bırakılarak sadece yedi kuşaktır aileden taşıdığımız travmaların üstüne bırakıldı sorumluluk. Olaylar arasındaki ilişkiler çok basit ve tekdüze geldi. Uç örnekler ikna edici gelmedi. Kitap bende bir kuşağı ele alsak ve geçmişten gelen tüm sorunları çözsek, birkaç kuşak sonra hiç psikolojik sorun kalmayacak algısı yarattı.

Kitabın faydalı bulduğum yönleri, popüler olduğu bu günlerde en azından epigenetik diye bir alan olduğundan haberdar etmiş olması oldu ancak bunu kullanış şeklinde epigenetik alanını olduğu bilimden çok uzak göstererek çok da yanlış tanıttığını düşünüyorum.

Yetiştirilme şeklimizle, genetik faktörlerle ve epigenetik ile öğreniyoruz ki bu hayatta bizi biz yapan, bizi en çok kızdıran şeyler hep ailemiz kaynaklı. Aile Dizilimi moda olmadan da önce ailelerimize dair pek çok travmamız vardı. Bunları açıklamaya çalışıyorduk. Yetişme şeklimiz aile bağlarımız etkendi. Bizi yetiştiren insanların da nasıl yetiştirildiği, hangi şartlarda büyüdüğü elbette bizi etkileyecektir. Sevgi görmeden büyümüş bir baba sevgisini ne kadar gösterebilir? Çocuk yaşta bir anne, yavrusunu ne kadar sahiplenebilir? Çocuk yaşta evlendirilmiş, bebeği olduğu için boşanamayan bir anne çocuğuna nefret mi hissettiğini yoksa annelik mi yaptığını ayırt edebilir mi?

Aile sorunlarımızı çözmek, aile bağlarımızı güçlendirmek, ailemizle ilgilenmek bizi mutlaka güçlendirecek. Köklerimizi inkar edemeyiz. Ama tüm sorunlarımızı çözer mi? Başlı başına yeter mi? Bence hayır. Bizi bu yolda güçlendirir mi? Evet.

Kitabı okuduktan sonra duyduğum endişe, popüler netflix dizisi Zeytin Ağacı'nı izledikten sonra daha da arttı. Neden popüler oldu? Çünkü yaşadığımız olayların sorumluluklarını almaya hazır değilsek suçu çok rahat bir şekilde 3 kuşak önceki amcamızın üzerine atabiliyoruz. Yaptığımız her hataya ailem yüzünden diyerek kabullenmemek mümkün. İstismara çok açık. Hele ki psikoloğum diye geçinip psikoloji bilmeyen, yaşam koçu vb. mesleklerin bolca bulunduğu günümüzde bu metodun ne kadar hızlı ve bilinçsiz yayılacağını düşünmek dahi istemiyorum. Bir çok mağdura kendimizi hazırlamalıyız. İşinin ehli kişilerin elinde, başka metotlar denenip çözüm bulunamadıysa faydalı olabileceğini düşünürken yanlış kişilerin elinde sömürülmez umarım