A review by symx
Alien: Covenant by Alan Dean Foster

3.0

Alien serisinin ilk filmini "korkmak" amacıyla seyretmiş ama korkmak yerine epey gerilmiştim. Diğer filmlerde ise bu his hiç oluşmadı. Alien 2 filmi aksiyon açısından efsanevi olsa da ve Alienlara dair farklı bilgiler katsa da benim için çok ideal bir film olmadı. Fakat bütün bunların hepsine ayrı bir boyut katan bir eser var ki Alien'a olan ilgimi tamamiyle arttırmıştır. O eser ise ne film, ne kitap, ne çizgi roman. Bir oyun. Alien: Isolation.

Alien: Isolation oyununu bitirip bu oyundan etkilenmeyi ne kadar çok isterdim ama böylesi korku oyunlarından herhangi birini bitirsem kesinlikle hayattaki misyonumun tamamlandığını düşünürdüm. Bir kez böyle bir şey denedim (Dead Space) ve yaklaşık on dakika sonra o oyunu sildim (kulaklıkla beraber kaçtığımı hatırlıyorum, geri kalan reaksiyonlarımı hatırlamak istemiyorum pek!). Tekrar Alien: Isolation'a olan hayranlığıma dönecek olursak, bu oyunu oynamayı becerip içerisindeki bunun dışında oyunun içindeki bütün bilgileri ve diyalogları çekinmeksizin başaran oyuncular sayesinde Alien: Isolation senaryosunu öğrendim. Hâlâ bu oyunu oynamak içimde bu ukte açıkçası ve umarım bir partner sayesinde bunu başarabilirim.

Alien: Covenant'dan beklentimde açıkçası Alien: Isolation'daki bu atmosferin yansıtılmasıydı. Prometheus'un devamı olduğu için elbette oradaki öykünün nasıl ilerlediğinin açıklanması gerekiyordu ama bir Alien filmi olduğu için, beni ilk filmde olduğu gibi tamamiyle germesini istedim. Sinemada büyük bir heyecanla seyrettiğim bu film ne yazık ki büyük bir hüsranla sonuçlandı. Nitekim benim aksime bu öyküyü seven insanlar da mevcut. Bio-horror tarafından çok bilimkurgu tarafına vurgu yapanlar var. Bu kitabı okuma sebebimde bu eseri daha çok sevme isteğimden kaynaklandı.

Kitabı da aynı oranda başarısız buldum. Özellikle ilk yarısını biraz zorla okuduğumu söyleyebilirim. Bu kitapla beraber Martin Eden'ı da okumanın etkisi olsa gerek, edebi yönden çok zayıf bir eser okuduğumu fark ettim. Karakterleri önemseyemedim, karakterlerin eylemleri beni çok ilgilendirmedi, bana bilime dair farklı bir bakış açısının köşesinden geçmedi. Belki kitabın açılış sahnesini bir kenarda tutabilirim çünkü gerçekten Prometheus'la bağlantılı olarak etkileyici bir diyalog vardı. Kitabın ilk yarısını bitirdikten sonra ise hiç okuma isteğim gelmedi ve başka işlerimle uğraştım.

Ben, Robot'u okuduktan sonra ise tekrar bu kitabı okumaya çalıştım. Bunun sebebi kitabı felaketten kurtaran iki robot: David, Walter. Kitapta en sevdiğim sekanslar David ile Walter'ın karşılıklı konuşmalarıydı zaten. Robotlara göre daha az işlemsel güce sahip; analiz yorumlama yeteneği daha yavaş, belki kıt; mantıktan çok duygulara göre hareket eden zayıf varlıklar olmamızdan ötürü robotların bize ihtiyaç duymadan bilinmeyene ulaşmasının çok daha rahat olduğu aşikar. O zaman insanlar robotları neden yarattı? Ya da Promethus'dan bildiğimiz Mühendisler insanları? Buna dair güzel bir felsefi tartışma yaratılabilir. Eğer bilinmeyene ulaşmayı arzuluyorsak robotlara yaratıcı gücün verilmesi gerekir mi? Yoksa onların her daim bize itaat etmesini sağlayıp 10 yılda ulaşacağımız bilgiye 100 yılda mı ulaşmalıyız? Onlara yaratıcı özellikleri sunduğumuzda güvenliğimiz ne durumda olacak? Sırf bu bilgiye ulaşmak için makine istilası riskine girmeye değer mi? Bu konuya dair bunca çeşitliliğin olması ve tartışılması günümüz teknolojisini geliştiriyor. (Ek not: Westworld'un bu konuya dair mesajı Alien: Covenant'dan daha berrak, daha anlaşılır.)

Bir diğer düşündüren konu ise eğer mükemmel bir organizma yaratılırsa bu bir gelişme midir yoksa bizi felakete götürecek bir adım mı? Bazıları böyle bir organizmayı kendine güç katmak için kullanmak isteyip diğer insanlara korku sarabilir; bazıları ise onu bizim yapamayacağımız herhangi bir şeyi rahatlıkla sağlayabileceği için insanlığa ayrı bir boyut atlatmasını atlatabilir. Alien'ın yaratılış amacının insanlığı (başka bir ırk varsa onlara nasıl tepki gösterir bilemiyorum çünkü Predator ile ilgili filmleri görmezden geliyorum) yok etmesi göz önüne alınırsa belki de böylesi bir riske girmek kendi ırkımızın yok edilişi anlamına gelebilir. Bu da şu soruyu sormama yol açıyor: Kendi yaratılışımızın nihai sebebini öğrenebilmek için aşmamamız gereken sınırları nasıl belirleyebiliriz?

Alien: Covenant aslında okumak için kötü bir kitap. Sadece filmini seyretmek gayet yeterli olabilir. Yine de kitapların bazen öyle bir gücü vardır ki bizi sıkan, yoran ve kitapları okumaktan soğutan eserlerden bile böylesi cevherler kapıp düşünülmeyeni düşündürtebilir. O açıdan bu kitabı okuyup bitirebildiğim için gayet memnunum.