Take a photo of a barcode or cover
A review by goddessorcat
Demian - Emil Sinclair'in Gençliğinin Öyküsü by Hermann Hesse, Kâmuran Şipal
5.0
Hayatımda ilk defa diğer fanların yaptığını yapıp teorileri anlayabilmek için göndermelerin kaynağı kitabı okudum. BTS'e teşekkür mü etmeliyim küfür mü henüz emin olamasam da bir anda hayata bakış açımı değiştiren bir şey bulduğuma kesinlikle eminim.
Kitabı okumamın asırlar almasının birinci sebebi dilinin aşırı derecede zor olmasıydı, anlamakta o kadar güçlük çekiyordum ki sessiz ortamlarda, cümleleri tekrar tekrar okumak zorunda kalıyordum. Yazın bu bir derece kolaydı, tüm gün kafa dinleyebiliyordum ancak okul açıldığında benim için işkence gibi gelmeye başlamıştı okumayı denemek, ben de bırakıp gittim. Geri döndüğümde kafamın bu kadar karışmasına hazır olduğumu sanıyordum; değilmişim.
O kadar garip birisine evriliyor ki Sinclair, kitabın sonunda onu tanımak için muazzam bir çaba harcıyorum, Demian aksine aynı kalmak için direniyor. Yaşlanmak bile istemiyor sanki, Sinclair döndüğünde onu eskisi gibi bulabilsin diye. Sadık dostuna yol göstermek için bekliyor, kadim görevini yerine getirme isteğiyle dolup taşıyor.
Aşırılara kaçan derecelerde felsefe içeren bir kitap, anlamak için harcadığım çabayla kendim yeniden bir kitap yazabilirdim galiba. Bütün kitap boyunca Sinclair'in duygu dünyası hakkında çok fazla şey düşündüm ancak hâlâ cevabını bulamadığım sorular var. Max Demian, Emil Sinclair için ne ifade ediyor? Onun gözünde bu garip yüzlü çocuk hangi kavramlarla eşdeğer? Sanki aşıkmış gibi hissettiren yoğun duygularla bağlı dostuna Sinclair, Demian ise sonsuz bir empati ve yol gösterme aşkıyla.
Kurgusunu basitçe anlatabileceğiniz bir kitap değil, sözler eylemlerden daha büyük bir ağırlık sahibi; kendi hayatınıza indirgemeden yeterli bir etki alabileceğinizi sanmıyorum. Ne anlatmayı denediğini açıklamayı denerken ter döktüğüm bir kitap hakkında bu kadar yazabiliyor olmak beni ciddi anlamda şaşırtıyor. Artık tek isteğim kitap hakkında tartışabileceğim birisi.
Kitabı okumamın asırlar almasının birinci sebebi dilinin aşırı derecede zor olmasıydı, anlamakta o kadar güçlük çekiyordum ki sessiz ortamlarda, cümleleri tekrar tekrar okumak zorunda kalıyordum. Yazın bu bir derece kolaydı, tüm gün kafa dinleyebiliyordum ancak okul açıldığında benim için işkence gibi gelmeye başlamıştı okumayı denemek, ben de bırakıp gittim. Geri döndüğümde kafamın bu kadar karışmasına hazır olduğumu sanıyordum; değilmişim.
O kadar garip birisine evriliyor ki Sinclair, kitabın sonunda onu tanımak için muazzam bir çaba harcıyorum, Demian aksine aynı kalmak için direniyor. Yaşlanmak bile istemiyor sanki, Sinclair döndüğünde onu eskisi gibi bulabilsin diye. Sadık dostuna yol göstermek için bekliyor, kadim görevini yerine getirme isteğiyle dolup taşıyor.
Aşırılara kaçan derecelerde felsefe içeren bir kitap, anlamak için harcadığım çabayla kendim yeniden bir kitap yazabilirdim galiba. Bütün kitap boyunca Sinclair'in duygu dünyası hakkında çok fazla şey düşündüm ancak hâlâ cevabını bulamadığım sorular var. Max Demian, Emil Sinclair için ne ifade ediyor? Onun gözünde bu garip yüzlü çocuk hangi kavramlarla eşdeğer? Sanki aşıkmış gibi hissettiren yoğun duygularla bağlı dostuna Sinclair, Demian ise sonsuz bir empati ve yol gösterme aşkıyla.
Kurgusunu basitçe anlatabileceğiniz bir kitap değil, sözler eylemlerden daha büyük bir ağırlık sahibi; kendi hayatınıza indirgemeden yeterli bir etki alabileceğinizi sanmıyorum. Ne anlatmayı denediğini açıklamayı denerken ter döktüğüm bir kitap hakkında bu kadar yazabiliyor olmak beni ciddi anlamda şaşırtıyor. Artık tek isteğim kitap hakkında tartışabileceğim birisi.