Scan barcode
A review by snanberber
Serenad by O.Z. Livaneli, Zülfü Livaneli, Brendan Freely
5.0
Okuduğum ilk Livaneli kitabı. Çok sevdiğim iki insanın şiddetle önermesi üzerine biraz da geç kalarak okudum. Yakın döneme dair okuduğum sürükleyici, merak uyandıran, okurken çok keyif veren bir kitap oldu. Hem tarihten bilmediğimiz gerçek olaylar üstüne kurgulanmış olması, hem de bu kurgunun ustaca yapılıp hikayelerin birbirine ustaca temas etmiş olmasını sevdim.
İlk defa duyduğum Struma olayı, Mavi Alay ve biraz aşina da olsam çok üstüne düşmediğim Türkiye'ye gelen Yahudi bilim insanlarını ben de araştırma isteği uyandırırdı. Bu esnada hem kendi ayaklarının üstüne durmaya çalışan, başarılı, iyi bir anne olma isteğinde hayatın zorluklarına göğüs geren ana karakterimizin yaşam mücadelesine yakından tanık olup, büyük bir aşkı ve ayrılığa tanıklık edip, aynı zamanda da günümüz ideolojilerine dair saptamalara da tanık olduk.
Anakarakterimiz Maya'nın serüveni sırasında tanık olduğumuz, bir kadın gözünden olan bakış açısı, şöforüyle olan diyaloğuna dair dediği aslında herkes gibi idare edebilirdim ama dürüst olmayı seçtiğim için kendime düşman kazandım saptaması, ve kendi hayat ideallerini, varoşsal bir boşlukta kendini bularak kendini bulma sürecinde örnek verilen İtalyan mezarlığı - İlyas-ı Habır hikayesi yine sevdiğim farklı anektodlar oldu.
Sonuç olarak diğer eleştireleri de okuyarak diyorum ki kitap da adı geçmiş her karakterin aynı derinlikte olmadığına katılsam da bazılarının ana konu etrafında sadece o özellikleriyle bulunmasının yeterli olduğunu düşünüyorum. Konunun sürükleyici bir şekilde akabilmesi için belki de fazlasına gerek yoktu. Bana kattıklarıyla, araştırmaya yönelttiği bilgilerle ve alıntılayacağım son sözle anlattığı kurgusal hikayeyle bence gayet başarılı ve bizi dünyada da temsil edebilecek nitelikte bir kitaptı.
"Ölmekte olan gövdesi, yıllar sonra aşkı hatırladı. Aşkla ölüm birbirinin düşmanıdır."
İlk defa duyduğum Struma olayı, Mavi Alay ve biraz aşina da olsam çok üstüne düşmediğim Türkiye'ye gelen Yahudi bilim insanlarını ben de araştırma isteği uyandırırdı. Bu esnada hem kendi ayaklarının üstüne durmaya çalışan, başarılı, iyi bir anne olma isteğinde hayatın zorluklarına göğüs geren ana karakterimizin yaşam mücadelesine yakından tanık olup, büyük bir aşkı ve ayrılığa tanıklık edip, aynı zamanda da günümüz ideolojilerine dair saptamalara da tanık olduk.
Anakarakterimiz Maya'nın serüveni sırasında tanık olduğumuz, bir kadın gözünden olan bakış açısı, şöforüyle olan diyaloğuna dair dediği aslında herkes gibi idare edebilirdim ama dürüst olmayı seçtiğim için kendime düşman kazandım saptaması, ve kendi hayat ideallerini, varoşsal bir boşlukta kendini bularak kendini bulma sürecinde örnek verilen İtalyan mezarlığı - İlyas-ı Habır hikayesi yine sevdiğim farklı anektodlar oldu.
Sonuç olarak diğer eleştireleri de okuyarak diyorum ki kitap da adı geçmiş her karakterin aynı derinlikte olmadığına katılsam da bazılarının ana konu etrafında sadece o özellikleriyle bulunmasının yeterli olduğunu düşünüyorum. Konunun sürükleyici bir şekilde akabilmesi için belki de fazlasına gerek yoktu. Bana kattıklarıyla, araştırmaya yönelttiği bilgilerle ve alıntılayacağım son sözle anlattığı kurgusal hikayeyle bence gayet başarılı ve bizi dünyada da temsil edebilecek nitelikte bir kitaptı.
"Ölmekte olan gövdesi, yıllar sonra aşkı hatırladı. Aşkla ölüm birbirinin düşmanıdır."